Erken Yaşamı ve Eğitimi
İbn-i Sina, 980 yılında günümüzde Özbekistan sınırları içinde yer alan Afşana köyünde doğdu. Asıl adı Ebu Ali el-Hüseyin bin Abdullah bin Sina’dır. Küçük yaşta Kur’an’ı ezberledi, edebiyat, matematik, mantık ve felsefeye yöneldi. Henüz 16 yaşındayken tıp öğrenmeye başladı ve kısa sürede tanınmış bir hekim oldu. Genç yaşında Buhara sarayına hekim olarak kabul edilmesi, dehasını ortaya koyar.
Tıp Bilimine Katkıları
İbn-i Sina’nın en ünlü eseri El-Kanun fi’t-Tıbb, Orta Çağ boyunca hem İslam dünyasında hem de Avrupa’da temel tıp kaynağı olarak okutuldu. Bu kitap, 12. yüzyılda Latince’ye çevrilmiş ve 17. yüzyıla kadar Avrupa üniversitelerinde okutulmuştur. Vücut yapısı, hastalıkların teşhisi, ilaçların etkileri gibi konulara sistematik bir yaklaşım sunmuştur.
Felsefi Görüşleri ve Eserleri
İbn-i Sina, Aristoteles felsefesini İslam düşüncesiyle birleştirmeye çalışmıştır. Metafizik, varlık, ruh ve Tanrı’nın varlığı gibi konular üzerinde derinlemesine düşünceler ortaya koymuştur. Kitabü’ş-Şifa adlı eseri, felsefe ve mantık alanlarında yazılmış ansiklopedik bir eserdir. Onun varlık anlayışı, özellikle “zorunlu varlık” kavramı, İslam felsefesinde olduğu kadar Batı felsefesinde de etkili olmuştur.
Diğer Bilimsel Çalışmaları
İbn-i Sina sadece tıp ve felsefeyle değil, aynı zamanda matematik, astronomi, kimya, fizik ve müzik teorisiyle de ilgilenmiştir. Optik alanında ışığın yayılması ve yansımasıyla ilgili gözlemleri modern bilime temel oluşturacak niteliktedir. Ayrıca, psikolojiye dair ilk bilimsel açıklamaları yapanlardan biri olarak kabul edilir.
Ölümü ve Mirası
İbn-i Sina, 1037 yılında İran’ın Hemedan şehrinde vefat etti. Geride 450 civarında eser bırakmış, bunların yaklaşık 240’ı günümüze ulaşmıştır. Modern bilimin birçok alanına katkıda bulunmuş ve Batı'da “Avicenna” adıyla tanınmıştır. Günümüzde hem doğu hem batı tıbbının ve felsefesinin öncüsü olarak kabul edilmektedir.